30 Kasım 2012 Cuma


Benim vekilim nerede diye soruyorum?
Çünkü benim vekilime Türkiye Cumhuriyeti Meclisinde artık ele avuca gelir şeylerin "medeni birer
'insan' " gibi tartışmalarını istiyorum.
Sözüm ve söz konusu konu şu ki;
Meclis denen yapı Türkiye'nin sorununu, sorunlarını çözmek yada ortaya koymak için vardır. Ama bu sorun popüler niteliği olan işler değilde tabii kaynaklar, hazine ve yurttaş sorunları olmalı diye düşünüyorum.
"Muhteşem" sıfatının arkasına gizlenmiş soluk rantlar peşinde koşulmasını istemiyorum.
Yani; "Muhteşem Yüzyıl" meclisimde tartışılmasın diyorum. Nasıl yerli üretim yapabiliriz, öğrenciler niçin yararlı yurttaş değil gibi ele avuca gelir konular işlenmeli ve bir an önce varılmalı şu Muasır denen Medeniyetlerin zirvesine.
Benim bu sözlerim ne AKP karşıtı nede CHP yanlısı veya diğer partilerin birer oy vereni olarak algılanmasını istemem. Zira ben ne AKP ne CHP nede MHP liyim. Ama bir o kadarda ben AKP'li ben CHP'li ben MHP'li ve diğerleriyim.
Çünkü Ben Türk vatandaşıyım ve onlarda beni temsil için var olan Türk partileri.
Sözümün özü şu ki artık titreyip kendimize gelmeliyiz ve fark etmeliyiz ki jeneriğinde "Dizi" yazan bir yapımın "Dizi" olduğunu, ve yine fark etmeliyiz ki kapısında "Meclis" yazan bir yerin "Meclis" olduğunu. Yani diziyi belgesel, meclisi RTÜK binası sanmamalıyız.
İşimizi bilmeli, işini yapanın da kafasını karıştırmamalıyız.

27 Kasım 2012 Salı


Uzun süredir adını duyuyor ufak tefek araştırma yapıyordum. Bu araştırmalarım sonucunda insanların tuhaf şekilde dizeye bağlandığını, bağımlılıkla bahsettiklerini falan okuyordum. Sonra hadi dedi arkadaşım uykusuz kaldığım bir yaz sabahında izleyelim benim bilgisayarımda var dedi ve açtı jenerik müziği eğlenceli, konusu bana yakındı. ve ismi yazdı;
GLEE...

Aman Tanrım konusu, içeriği, konu işleyişi, oyunculuklar, şarkılar, dünya olarak sıkıntılarımız ve daha bir çok konuda muhteşem bir performansa kavuşmuş müthiş hatta müthiş ötesi bir dizi.
İşin özü daha ilk dakikalarda beni de anında bağımlı yaptı.
Derken hızlı hızlı bölümleri izledim ve sezonları bitirdim. Açıkçası "Merlin" den sonra beni etkileyen ikinci yabancı dizi.


 Belki de hayatında bir kez izleme fırsatı yakalayan bir çok kişi bir daha bırakamayacak diye düşünüyorum.
Eşcinselliğe, azınlık kişilere, sanata insanların yaklaşımını farklı ve ince detaylarla ele alan dizi kesinlikle bir kaç senenin en iyi yapımı.

Son söz, GLEE...



İnsanların konumu, yada kaderlerinden dolayı yaşadıkları, diğer insanların onları ezmeleri yada aşağılamaları yada yada bir sürü sıralanacak insanlıktan uzak bir dizi işlemleri yapması hakkını kazandırmaz.
Sözüm İzmir de akşam palyaçoluk için gittim Hakim Evin de yaşandı.
Çocuklar ile eğlenceli dakikalar geçirirken bir kişi alabildiğine neden oyun salonuna çocukların alındığına dair bağırıyordu. Karşısında ki görevli ise sadece susuyor gece için çocuklara kiralandığını arada söyleyebiliyordu.
Sonradan öğrendim orada ki görevli kişiler İzmir Buca da ceza evinde yatan kader mahkumlarıymış. Bağıran kişi bu durumu bildiği için bir şey yapamayacağını düşündüğü insana alabildiğine bağırıp ego tatmininde. Ne yazık ki insanın başına ne geleceği bilinmez. Ama eğer iyilik yaparsa ne gelirse gelsin daima iyi bulacağını bilir, yada duymuştur.
Egolarımızdan arınıp gönlümüzü alçak tutmak zor ama imkansız değil. Bir daha düşünelim bizim kişiliğimiz hayattaki maddiyatın getirdiği konumumuz olmamalı bizim kişiliğimiz maneviyatla doğan onurumuz, iyiliğimiz, yaptıklarımız olmalı.
Bir çok devlet adamı yaptıkları manevi ve güzel iyiliklerle anılır eğer maddiyat peşine düşüp bir kaç ufak şeyle zaman kaybetmişseniz sadece o gün anılır lanet okunursunuz.
Her şey bir kenara bırakıp bir daha düşünelim.
Yaşamak mı, onurlu yaşamak mı?
Subscribe to RSS Feed Follow me ha! :)