Gerçekten hangi zamanı yaşıyoruz?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Şuan beni hangi zamanda okuyorsunuz?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Çalışma masamda elimde kağıtlarım ve kalemimle bir vedadan dönüp, kedimin kafasını kafama sürterken benim vicdan rahatlatmalarımı karalamamı hangi zaman ki duygun cevaplıyor?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Mantıksızlık içinde ki mantık kurulmaya çalışılan düzlemlerde ki, anlamsız gelen, anlam biçilemeyen, ama ısrarla anlatılan nice örneğin hangi parçası olduğunu düşündüğün zaman, işte o zaman hangisi?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Ellerim, düşüncelerimin sesini yazamıyor ya, nefesim harbiden yokuş yuları çıkan hayallerimin kırmızı aracı "vosvos" gibi geliyor ya işte o zaman hangi zaman?
Zaman söyleyin bana, ağlayan, gülen, ölen, doğan, büyüyen, küçülen, daralan, açılan, boğulan, nefes alan, baharatlı yada tuzlu bir zaman söyleyin ve ' o zaman' hangisi?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
- Dalım kırıldıydı, dalım kırılıyor, dalım kırılacak....
Sadece kafamdakiler. İnsanların, insanlara öğrettiği sadece bunlar. Yetmez ise daha fazla -di'li, -miş'li, geniş ve dahası var...
Rahat bırakmazlar bu içine sıçılan dünyanın dönüşünü, illa her dönüşün bir nedenini ararlar, dönen dünya dışında ki herkesi yargılarken. Oysa dünyanın her dönüşüne anlam aranacağına üzülmenin kelime anlamını değiştirseler. Anlamsız neden üzüleyim?
Son kez soruyorum, onlarca çocuk dünyanın hangi dönüşüne biçilen anlamda ki -zamanda- ağlıyor?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Zaman mı? Neden mi?
Hangisi önemli?
Kırın atın o kollarda ki, duvarlarda ki ve meydanlarda ki ve daha nice köşelerde ki, o oluşturduğunuz tıkılıp kalınan şeyi.
Kare, yuvarlak, dikdörtgen...
"Tik-Tak!"