30 Nisan 2017 Pazar

Şöyle bir bahara merhaba deyip ardından yavaş yavaş yazı karşılarken turne programımın yoğunluğundan uzun zamandır ekleyemediğim aylık filmler başlığına yeniden merhabalar.

1. Sinyal - 2014 notum:5/3
       web sitesi  tıklayınız >>

Kısaca film 'o neydi gız'!

Turne de şöyle otelde kurulduk mısırları patlattık daha doğrusu patlak mısırları 1 TL'sına aldık :) sabah bulup kararlaştırdığımız filmi açtık başladı film. Hah dedim güzel bilgisayarlar, hackerler falan tam benlik ilerledikçe o da ne yoksa yabancılarda fazla Türkleşmiş de acaba cinli filmlere mi sarmış derken sonunda beyin yakan bir yapım izliyoruz. Farklı bir akıl öreneğiyle kaleme alınmış senaryoda ben artık kim lan bu süper güç, ne yapıyorlar, bu adamlar neyin peşinde diye sinir krizleri geçirirken sonunda bu muydu diyorsunuz ama bilimkurgu severlerin halen izlemediyse bakması tavsiye edilir. Kısaca filmin konusu ise iki hacker arkadaş onlara mesaj atan diğer kendilerinden daha güçlü hackeri, bulmak için yola çıkması ve süper üste gelmeleriyle devam ediyor. Film bence 5 üzerinden 2 buçuktan 3. 


                                                                 **

2. Dokuzlar - 2007  notum:5/4
     web sitesi  tıklayınız >>

Kısaca film yani güzel!

Eğer hala akıl sağlığınızı seviyorsanız ve yerinde kalsın diyorsanız filmden uzak durun, zira beyninizi 200 derecelik bir fırında düşündürürken tuhaflıklara sürükleyen fantastik bir film. Fantastik film severlerin sevebileceği Big Fish'imsi k, aten aynı yönetmenin güzel farklı çarpıcı kesinlikle sonuna kadar e hadi ne diyorsun cidden anlamıyorum dedirten zaman zaman bak kapatacağım ver artık sır neymiş düşüncelerine sürükleyen bir film. Oyuncu, senarist ve oyun kurucu aynı kişi aslında üçü farklı kişilikler ama hayatları doğal olarak birbirine bağlı kişiler işte karmaşa.

 Bence 5 üzerinden 3 buçuktan 4. 

 **

3. Ekşi Elmalar - 2016  notum:5/4
     DVD

Kısaca film  güzel!

Uzun zamandır izlemek için çabaladığım, her fırsatta aradığım sonunda bulduğum film. Filmin neresinden başlasam bilemediğim, Mustafa Kemal şıklığı adını verdiğim o çizme ve takım elbise şıklığında ki Yılmaz Erdoğan ile kızları ve dahası kızların annesi, mekanlar, içlerde ki o korku, yalnızlık ve hüznün her karede içime işlediği yalnız izlerken de rahat rahat içimden akıtıp gözlerime gelmesi ile çok güzel bir yapımdı. Belediye başkanı ve toprakları, bahçeleri olan babamız tam kültürünü yansıtan ama bir o kadarda siyasi kimliğinden ötürü modern duran - ki bunu kızlarını kesinlikle küçük yaşta evlendirmeyeceğini söyledikleri ama sadece bir kızını okula göndermesiyle verirken- bir belediye başkanı iken 80 darbesiyle artık başkanlığı düşer zaman içerisinde de siyasi hayatı biter. Bu sırada kızlarını evlendirip tek tek yuvana uçuran babamız ortanca kızının Antalya'ya taşınmasıyla artık yapacak bir şey kalmayıp o da küçük kızını ve karısını alıp Antalya'ya gelir. Film ilerledikçe anlarız ki Farah yani küçük kızı babasına geçmişi hatırlatsın diye ona yaşadıklarını anlatırmış. Film bu duygusallıkta, romantik komedide ilerleyip zaman zaman güldüren zaman zaman hüzünlendiren güzel bir film. Filmde en çok dikkatimi çeken Yılmaz Erdoğan'ın oynadığı karakter ne kadar dik dursa da içinde ki hüzünün hiç gitmemesi ve doğduğu, yönetimini yaptığı topraklardan giderken ki vedası ve bu yüzden çoğu zaman ki inatçılığı ile filmde sadece sevdiği insanla evlenen büyük kızımız Songül'ün ise zaman içerisinde aile huzuru bulamayışı yani her şerde hayır, her hayırda şer'in dolaylı anlatımı, diğer kardeşlerin ise sevdikleriyle evlenemeyip küçüğün bu inat uğruna evde kalması sonunda vuku bulmasıydı. Ama görsel efektler o kadar iyi değildi açıkçası, deyip ilk fırsatta izleyin.

 Bence 5 üzerinden 4.



                                                                 **

4. Ölüm Alfabesi 2 - 2016  notum:5/3
     web sitesi  tıklayınız >>


Kısaca film yani güzel!

Birincisini peş peşe büyük bir zevkle izlediğim içimden keşke ikincisi de çıksın dediğim çıkınca da izleme listesine kaydettiğim film Ölüm Alfabesi 2.
Ruhlarla konuştuğunu iddia eden bir kadının başarılı bir şovuyla başlayan film ilerleyen sahnelerde kızlarıyla ve maddi sıkışıklıkla olan sorunlarını işlerken bir gün ruhlarla olan şovuna ruh çağırma tahtası eklemeye karar verir fakat unuttuğu şey ise kurallarının neredeyse hepsini çiğnemesidir.
Gerilim konusunda hakkını veren fakat kısmi sahnelerin gereğinden fazla uzatılması yada gerilime ve aksiyona geç girmesi kısmi romantik sahneler bayıp hadi be kimmiş neciymiş bu ruh gayri olanlar olsun dedirtirken finalinin başarılı olduğu gerilim filmi. Bir ara bizim cinli filmlere bağladığı da olmuyor değil. Gerçi onlarda ruh bizde cin ;) İzlenir mi evet bir akşam gerilmek istersen ışıkları kapatıp izle ama ilki kadar başarılı değil.

 Bence 5 üzerinden 3.

 **

                                                               
5. Baskın - 2016  notum:5/3
     web sitesi  tıklayınız >>

Kısaca film eh işte!

Karşınızda bir Türk korku filmi. Bilenleri tanıyanlar beni bilir, ben Türk korku filmlerine büyük hayranlık duyan çoğu insanın aksine zevk alan biriyim. Heresin klasik olduğunu söylediği, daha önce yazdığım gibi 'Siccin 3' yazımda da bizim kültürümüzün işlenişi. İşte kültür değilde biraz karakter korkusu, gerilimi yaratılmış farklı ve düşündüren bir gerilim filmi. Biraz klasik Türk korku öğeleri taşısa da konuda bir özgünlük olduğu gerçek. Fakat yer yer midemin kalktığı, yeter artık kan olmasın dediğim, e bu yerden bitme yaratıklar neci cin mi, ruhunu satmış mahluk mu derken film son buldu. Genel anlamda Türk polisinin bir tık imajının farklı ve kötü algılanır gibi olduğunu düşündüğüm lokanta sahnesinin dışında çok fazla doğal olsun diye mi bilmiyorum ki küfürlerin olduğu sizi etkileyecek, gerecek güzel bir film. Ayrıca yönetmenin diğer kısa filmlerine de bir göz gezdirmenizde fayda var. Zira bu ilk uzun metrajlı filmiymiş. İyi seyirler...

 Bence 5 üzerinden 2 buçuktan 3. 

 **

6. Ali Baba ve 7 Cüceler - 2015  notum:5/2
     DVD

Kısaca film !

Film gösterime girdi, çıktı sanırım sitelerde boy gösterdi, telif yedi, DVD, korsanlar vs vs. Genede ilgimi çekmedi, Cem Yılmaz'ın AROG yapımı gibi. Arkadaşla oturuyoruz e hadi film bakalım ne izleyelim dedi yerli olsun derken gece gece o korku olmasın komedi ve benimde izlemediğimi duyunca taktı şak başladık izlemeye. Zaten artık izlemeyen kalmamıştır ama ben kısaca izleyici olarak yorumlarımı söyleyecek olursam film cidden Cem Yılmaz'ın diğer filmlerinin yanında olmamış. Gülemedim, filmin içine girmek için çabalarken uykum geldi. Gene giydirmeleri, kelime oyunları, karakterlerin özellikleri ve kısmi çıkan komedileri güzel fakat sorgu sahnesinde ki Barış Manço şarkılarına saygı duruşu dışında eğlenmedim. Biraz fazla ve izlemeyince ne olur ki sanki dedirten oldu. Tekrardan belirtmek istersem, metinsel olarak beğendiğim laf giydirmeler, göndermeli espriler çok iyiydi ama genel anlamda izlerken açıkçası PEK YAKINDA'yı istedim. Kaç sefer çevirip çevirip izlediğimi ve güldüğümü hatırlarken Ali Baba da maalesef o his uyanmadı. Yinede izlemek isteyenlere iyi seyirler.

 Bence 5 üzerinden 1 buçuktan 2. 


 **

7. Uzay Yolcuları - 2016  notum:5/4
     web sitesi  tıklayınız >>

Kısaca film başarılı !

Ansızın arkadaşlarla otururken film izleyelim den yola çıkıp korkuda karar kılmışken gözüme ilişti ve ve aşağı yukarı 90 dakika başladı. Benim tek korkum tek mekan ve iki kişi arasında geçeceği için birde üzerine bilim kurgu olunca ohooo! dedim bir dünya uçmalar kaçmalar bana mantıksız gelen sözde aksiyon olsun diye kışkırtılmış sıkışmalar vs idi ama hiç biri olmayıp başarılı kısmi yerleri hariç hızlı ve güzel akan bir filmdi. Hatta zaman zaman insanı filmden alıp acaba bende yalnız kalsam sonuca ulaşmadan bir insanla ölüm yolculuğuna çıkar mıydım? Ona o kötülüğü yapar mıydım? Aynı zamanda da net bir şekilde aslında aşkın da mekan ve statüye baktığını ve eğer aslında herkes tek bir şekilde yaşamaya bırakılsa hiç düşünülmeyecek aşkların başladığını anlatan bir film. Bir tık halattan yakama sahnesi Marsılı filmini anımsatsa da bol yeşil perdeli ve uzaylı bir film. Hala izlemediyseniz ve bilim kurguyu seviyorsanız iyi seyirler.

 Bence 5 üzerinden 4


 **

8. Zıplayıcı - 2008 notum:5/4
     web sitesi  tıklayınız >>

Kısaca film güzel !

Benim tam sevdiğim tarz aksiyon ve fantastik dokunuşlar. İşte bu ikisi bu filmde mevcut. Aslında ufak ufak bir süper süper kahraman olabilir mi dedirten flashımsı ki çokta değil kabul bir çocuk aslında çocuklar. Zaman ve mekanda istediği gibi zıplayan ki bu fiziksel düşünülmesin tamamen geçiş anlamında ama hep olan zamanda -yani geçmiş yada gelecekte değil- gerçekleşen ve bu gücünü keşif etmesi ve ardından gücüne karşı düşmanlarının oluşmasıyla aksiyonun anlatıldığı hızlı eğlenceli ve olayların akışının ne yavaş ne hızlı olan mükemmel bir film. Açıkçası hiç bir sahnesinde sıkılmadığım eğlendiğim bir film. Sizde benim gibi aksiyon fantastik severseniz kaçırmayın. İyi seyirler.

 Bence 5 üzerinden 4


 **

9. İkinci Şans - 2016 notum:5/4
     web sitesi  tıklayınız >>

Kısaca film güzel !


Youtube da gezinirken karşıma lak diye çıktı. Aklımdan o kadar çıkmış ki film halbuki vizyona girdiği zaman turnede ilk fırsatta gideceğim diye kendimi programlayıp sonra aklımdan tamamen uçması beni şaşırttı. Üstelik youtube da ve tamamen tesadüf görmem komikti. Neyse sözü uzatmadan filme dönecek olursak klasik Özcan Deniz filmi, yani başarılı. Ama bence diğer filmlerinin yanında bu filmi sanki aksiyon bakımından bir tık altındaydı. Yani Ateş ve Su, Evim Sensin vb. tüm romantik filmlerinde dahi biraz gizem bir tık yüksek aksiyon vardı ama İkinci Şansa bakarken tamamen romantik bir furya içerisinde ve bu furya klasik romantik sahnelerden oluşmayan çok özgü yer yer komik bir iki sahne dışında devinimli güzel bir film. Hatta bir ara bayağı bayağı bildiğin Amerikan tarzı bir romantik filmdi. Sahneler, planlar özellikle Nurgül Yeşilçay'ın yazışma sırasında gülümsemesinin yakından ve yalnızca dudaklarıyla verilmesi ve Nurgül Yeşilçay'ında sanki ilk kez öpüşmüş gibi dudakları ve eliyle olan muhteşem sahnesine bittim. İyi seyirler.


 Bence 5 üzerinden 4


 **

10. Parçalanmış - 2017 notum:5/5
     web sitesi  tıklayınız >>

Kısaca film harika!

Sinemaya çıktığı cuma arkadaşların kesinlikle senlik bir film dediği ama sinemada arkadaşımın Ölümcül Deney serisinin son filmine girmem için bakışlarından sonra Ölümcül Deneye girmemiz ardından da turne sebebiyle de bir daha gidemediğim film sonunda internette düşmesiyle kuruldum ve izledim. Allah'ım mükemmel bir film demem az çünkü aksiyonu bilimsel aktarımların sıkmadan bilinçlendirmesi ve dahası ilgim olan hastalığın üzerine çekilmesi filmin tadından yenmez bir hala sokmuş. Katil im merakıyla izlediğimiz filmlerde bu sefer kim merakından ziyade neden sorusuna yoğunlaştıran iç ve genel aksiyonu tavan oyunculukların muhteşem ki 23 karakterin biz sanırım 4 yada 5 ile karşılaşsak da ayrımlarının netliği ve baş rolde ki kızın geçmişten gelen gücünü yansıtması çok güzeldi. Yalın, enerjik ve sıkılmayacağınız bir film. İyi seyirler.

 Bence 5 üzerinden 5


 **

11. The Void (Boşluk) - 2016 notum:5/2
     web sitesi  tıklayınız >>

Kısaca film "bu ne abi" !

Film daha ilk dakikasından itibaren büyük bir aksiyon ve merakla başlıyorken derken 35. dakikadan sonra gerilim ve tuhaflıklar silsilesiyle bunlar ne abi ne olacak diye şaşırırken 45. dakikan sonra tuhaf tuhaf mezbahana yaratıkları kanlı ve bol makyajlı sahneler açıklanmaz tripkar ve tehtitkar replikler anlamsız nescafe reklam filmi aralara giren süt tozu ile kahve karışımının mükemmel oluşu gibi kara bulutlar uzaylımsı mı desem iliminatimsi mi desem yoksa eski mısır lanetleri büyülerimsi desem anlamsız bir ilerleyiş ve sonucunda gereksiz saçma sapan bir yere bağlayan bir film oluyor. Başlarda ki merakım giderek bu işin bir tarikat işi olduğunu anlam kazandırıp bu tarikat neye neden tapıyorda yada nasıl oluyorda bu dünya dışı yaratıklar oluyor derken finalde de yine hiç bir şey açıklamadan samanyolundan hallice bir efektle film son buluyor. Açın google görselleri void yazın işte karşınıza çıkan bütün o görsellerin arasına iki üç oyuncu ekleyin film ondan ibaret ama itiraf ediyorum müzikler muhteşem. Birde nasıl oluyorda imbd den o kadar puan alıyor. 6.1 bence yüksek bu filme. Zamanınız olsa bile fragmanda ki kadar çekici olmayacak yinede siz bilirsiniz.

 Bence 5 üzerinden 2


 **

8 Nisan 2017 Cumartesi

Gerçekten hangi zamanı yaşıyoruz?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Şuan beni hangi zamanda okuyorsunuz?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Çalışma masamda elimde kağıtlarım ve kalemimle bir vedadan dönüp, kedimin kafasını kafama sürterken benim vicdan rahatlatmalarımı karalamamı hangi zaman ki duygun cevaplıyor?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Mantıksızlık içinde ki mantık kurulmaya çalışılan düzlemlerde ki, anlamsız gelen, anlam biçilemeyen, ama ısrarla anlatılan nice örneğin hangi parçası olduğunu düşündüğün zaman, işte o zaman hangisi?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Ellerim, düşüncelerimin sesini yazamıyor ya, nefesim harbiden yokuş yuları çıkan hayallerimin kırmızı aracı "vosvos" gibi geliyor ya işte o zaman hangi zaman?
Zaman söyleyin bana, ağlayan, gülen, ölen, doğan, büyüyen, küçülen, daralan, açılan, boğulan, nefes alan, baharatlı yada tuzlu bir zaman söyleyin ve ' o zaman' hangisi?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
   - Dalım kırıldıydı, dalım kırılıyor, dalım kırılacak....
Sadece kafamdakiler. İnsanların, insanlara öğrettiği sadece bunlar. Yetmez ise daha fazla -di'li, -miş'li, geniş ve dahası var...
Rahat bırakmazlar bu içine sıçılan dünyanın dönüşünü, illa her dönüşün bir nedenini ararlar, dönen dünya dışında ki herkesi yargılarken. Oysa dünyanın her dönüşüne anlam aranacağına üzülmenin kelime anlamını değiştirseler. Anlamsız neden üzüleyim?
Son kez soruyorum, onlarca çocuk dünyanın hangi dönüşüne biçilen anlamda ki -zamanda- ağlıyor?
Geçmiş, şimdi, gelecek...
Zaman mı? Neden mi?
Hangisi önemli?
Kırın atın o kollarda ki, duvarlarda ki ve meydanlarda ki ve daha nice köşelerde ki, o oluşturduğunuz tıkılıp kalınan şeyi.
Kare, yuvarlak, dikdörtgen...
"Tik-Tak!"



Subscribe to RSS Feed Follow me ha! :)