13 Ağustos 2013 Salı

Artık gerçekten sokaklar şu yılları ilerlemiş bilim kurgu filmlerinde ki gibi olmuş. 
Yani tehlikeli daha da ilginci tuhaf olmuş. Hemen hemen her sokağa çıkışımda denk geldiğim bu ilginçlikleri twittere yazmaktan bıktım. Her birini burada paylaşmak isterdim ama o kadarına klavye dayanır mı bilemem. Dilerseniz bir kaçını yazayım... 

cokdusunme.blogspot.com un İbrahim'i ile iş için İzmirliker bilir 970'e bindik. Hatay'ın o daracık daha doğrusu milletin oturma odasından geçtiğini düşündüğüm o iç içe dapdar yolda bir de ayakta durma mücadelesi ver.
Neden otur muyorsun? demeyin.
Malum yaşlılara yer verelim. Tamam verelim verelim de tüm gün Hatay pazarını hatmetmiş, komşusu milmem ne hanımla o mağaza senin bu mağaza benim gezmiş o zaman yorulmamış, o zaman yaşlanmamış ta şimdi mi geldi aklına, bedenine yaşlılık.
Sakın beni kaba veya terbiyesiz düşünmeyin.
Olaya birde şu açıda bakın siz güneşin alnında bilmem kimin çocuğuyla ilgilenirken o teyzecikler amcacıklar gez babam gez sonrada imalı bakışlarla yerine baksın. Her neyse bu olyın ilginç bir yanı yok sadece konu sokaktan açılmışken içimde ki yarayı aktarayım dedim.

Dedim ya İzmir Hatay'ın o dar yollarından geçerken acıklı bir siren sesi. Aman Yarabbi bu ne! bir de baktım ki yarısı tabir cahilse ambulansın yarısı hava da yarısı yolda gidiyor. Yani anlayacağınız o bir türlü bitmek bilmeyen metro inşaatı yüzünden yolların giderek daralıp akrobat ipine dönmesi yüzünden ki birde buna park edilen araçlar eklenince ambulansta hastayı hastaneye yetiştirmek için kendi canını tehlikeye atıp karşı yolla kendilerini ayıran o yükseltide hastaneye ulaşmaya çalışıyor.
Bu durumu twitterde de yazdım ve şöyle dedim şimdi suç görevi kutsal sayıp kendi canını hiçe sayan ambulans şoföründe mi yoksa arapsaçı olan ve bir türlü açılamayan metro inşaatında mı?

bu mahkeme içimde sürerken aktarma istasyonunda indim. Gariplikler bitti mi hayır!
Kaldırımda uslu uslu yürüyen bize ki kaldırımlarda ve İzmir Balçova da nedense bize bir şey olur sürekli şakalaşarak yürürüz arkamızdan bir korna biz sıçradık aman Yarabbi o da ne!

Aklınıza yoldan arabasıyla giderken bu durumdan rahatsız olan geri kafalı yada tanıdık birinin korna çalması geldi değil mi?
Ama cevap değil? Yani durum şu;
Biz yayalar olarak yani doğal ve yasal olarak kaldırımdan yürürken arkamızdan yani kaldırımdan bir taksi geliyor ve bizim yavaş yürümemiz den rahatsız olup korna çalıyor.
Evet olay bu!!!
Şimdi suçlu biz miyiz? Kaldırımda yürümek mi suç? Yoksa taksinin yoluna engel olamamız mı suç? Taksinin kaldırımda ne işi var kısmına hiç girmiyorum bile...

İşte dedim ya kendimi artık dünyada değil ikibin bilmem kaçlı bilim kurgu yada aksiyon filmlerinde sanıyorum.

Haydi hayırlısı...  

0 yorum:

Yorum Gönder

Subscribe to RSS Feed Follow me ha! :)