3 Ağustos 2014 Pazar

Bugün bayram.

Bayram geldi ellere diye maniyle başlayacaktım ki meşhur komedyen bir zamanların bekar ‘keli’ şimdilerin evli, çocuklu saçlı “Cem Yılmaz’ı” (abimiz) bunun esprisini süper yapmış.

Giriş faslını neden bayramdan uzak yaptınız derseniz aslında nerede o eski bayramlar demek daha mı doğru diyeceğim.

 Çünkü kime ve neye göre eski.

 2000 yılında doğmuş birinin bayramıyla 87 de doğmuşun ki bir olmaz ki.
 Hem kim demişti hatırlamıyorum ama sanırım “Şaşkın” Filmiydi neyse, başında eski var diye güzel herşey. Misal geçen senenin bayramı daha mı güzel di bu seneye göre. “Evet” eee o zaman hep eski var diye başında güzel. Hem bu eski ve güzellik konusunu tartışırken bir de şu yüzü var bayramın “Bayram geldi de ne oldu?” Demi ama? Açlar yine aç, yoksullar yine yoksul, savaşta yitip giden canlar daha fazla, nefret cinayetlerine bir çizik daha ve dahası…
Peki bize ne oldu?
Biz yani delilere…
Deliye her gün bayram ya…
 Deli ne yapsa yeridir diyoruz ama iki kelam etse yersiz diye kovuyoruz ah azıcık kulak versek. Ben bayram bayram meşhur komedyenler gibi mani dizmeyeceğim meşhur yalancılar (sanırım herkes onları biliyor si…çiler) gibi yalan vaat de bulunmayacağım. Sadece yerli yersiz değinip kaçacağım. Açlara, yoksullara savaşa bu hafta ve geçmiş haftalarda dokundum gelecek haftada  sanırım nefret cinayetlerine ve LGBTİ bireylerine değineceğim ama şimdiden giriş yapmak istedim.

Malum, bayram sevinç herkes için, peki LGBTİ bireylerine… Tıpkı yetim gibiler. Çok dramatik giriş ama öle. Bir kez olsun yetimhaneye yada huzur evine gidin bayramlar da…
Nasıl burkulup suyu çekilen bir yaprak misali 1.80’lik insanların bir metreye bile ulaşamadığını göreceksiniz. Öyle kalakalacak, sadece neden bugüne kadar bu kadar mutsuzmuşum bu kadar şanslıyken diyeceksiniz. İşte öyleler. Anne babaları ve daha niceleri hayatta ama sırf seçimlerini özgürce yaşamak isterken karanlığa sürüklendikleri için maalesef bayram sevinci yetim onlara…
 Tabi birde her şarta boyun eğenler var onlarda bedenlerinin onlara biçtiği bayramlıklarıyla ruhlarının çığlıklarını bastırmaya çalışıyorlar. Belki yetim gibi değiller ama ikisi de farksız sayılmaz. İşte bayram ya, küsler barışır ya, sizde küs birisi yoksa yada barışıyorsanız küslerinizle birini daha ekleyin bu barıştığınız kişi listesine o da “ayrımcılık yapan yanınızı” yani kendinizi listeye ekleyin. Ayrımcı yanınızı, ötekileştiren benliğinizi, yafta yapıştıran aklınızla barışın. Barışın ki belki yetim olmayan yetimler ruhlarıyla bedenleri arasında ki sonsuz hapiste bir nebze olsun özgürlüklerine kavuşur, ferah bir nefes alırlar. Çünkü gelecekten gelmesem de geleceği nefrete , karanlığa, kötülüğe sürükleyecek olan şeyler kişisel savaşlarımız olacak…
 
Bu yüzden ;
 
Barışı önce siz kendiniz de başlatın…

İYİ BAYRAMLAR

0 yorum:

Yorum Gönder

Subscribe to RSS Feed Follow me ha! :)